peccant

listen to the pronunciation of peccant
الإنجليزية - التركية
kabahatli
günahkar
(Tıp) Sıhhati bozan, hastalığa sebep olan
(Tıp) Hasta, mariz, sıhhatsiz
{s} kusurlu
guilty
{s} suçlu

O, bir hata yapmaktan suçluydu. - He was guilty of making a mistake.

O cinayetten suçlu bulundu. - He was found guilty of murder.

guilty
verdict of guilty jürinin verdiği mahkumiyet kararı
guilty
guiltiness suçluluk
guilty
(Kanun) haksız

Aslında o haksızlıktan dolayı suçlu muydu? - Was he, in fact, guilty of wrongdoing?

sinful
günahlı (kimse)
sinful
günah olan (bir şey)
sinful
günahkâr

Daha günahkar bir erkeğe hiç rastlamadım. - I have never met a more sinful man.

Daha günahkar bir kişiyle hiç karşılaşmadım. - I have never met a more sinful person.

sinful, peccant
Kabahatli günahkâr
guilty
günahkârlıkla
guilty
guiltily suçlu olarak
guilty
{s} günahkâr
guilty
{s} suçlu hisseden
guilty
günahkârlık
guilty
{s} kabahatli
sinful
(sıfat) günahkâr, günah, utanç verici, fena
sinful
günah kabilinden
sinful
sinfulness günahkarlık
peccant

    الواصلة

    pec·cant

    النطق

    علم أصول الكلمات

    [ 'pe-k&nt ] (adjective.) circa 1604. Latin peccāns, peccantis
المفضلات