past participle of know

listen to the pronunciation of past participle of know
الإنجليزية - التركية

تعريف past participle of know في الإنجليزية التركية القاموس.

known
bilinen

Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır. - Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles.

Bilinen bir hata bilinmeyen bir gerçekten daha iyidir. - A known mistake is better than an unknown truth.

known
{s} tanınan

Sony tüm dünyada tanınan bir markadır. - Sony is a brand known around the world.

Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir. - A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.

known
sayılı
known
muayyen
known
tanınmak

O hem Japonya'da hem de Amerika'da iyi tanınmaktadır. - She is well known both in Japan and in America.

O sadece Hindistan'da değil aynı zamanda Çin'de de iyi tanınmaktadır. - She is not only well known in India, but is also well known in China.

known
ünlü

San Fransisko, sisi ve diğer şeylerin arasında tepeleri ile ünlüdür. - San Francisco is known for its fog and its hills among other things.

known
{f} bil

Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir. - His name is known to everyone in this town.

Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez. - The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.

known
tanınmış

O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır. - She's well known as a singer.

Brezilya edebiyatındaki en tanınmış kitaplardan biri. - It's one of the best known books in Brazilian literature.

known
{s} belli
known
f., bak. know. s. bilinen. i
الإنجليزية - الإنجليزية
known
knowen

and it is vulgarly well knowen that thornes signifie stinging and pricking cares. — King James VI and I.

past participle of
awoken
past participle of
unfastened
past participle of
unblocked
past participle of know
المفضلات