Yüzlerce ailenin evi yakılmıştı.
- The homes of hundreds of families were burned.
Onun sağ elinde yanık var.
- She got burnt in the right hand.
Bu kahvenin tadı yanık.
- This coffee tastes burnt.
Yanmış parmağı akan suda soğut.
- Cool the burned finger in running water.
Tom'un bacağı fena halde yanmıştı.
- Tom's leg was badly burned.
Yanmış bir çocuk ateşten anlar.
- A burnt child fears the fire.
Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
Her iki bina da yandı.
- Both buildings burned down.
Yangında yanarak öldü.
- He was burned to death in the fire.