past of fascinate

الإنجليزية - التركية

تعريف past of fascinate في الإنجليزية التركية القاموس.

المصطلحات ذات الصلة

fascinated

{s} büyülenmiş

Tom büyülenmiş gibi görünüyordu. - Tom seemed to be fascinated.

Tom Mary'nin hikayesinden büyülenmişti. - Tom was fascinated by Mary's story.

fascinated

büyülenmek

fascinated

{f} büyüle

Onun güzelliği tarafından büyülendim. - I was fascinated by her beauty.

Tom ve Mary Japon çizgi filmi tarafından büyülendi. - Tom and Mary are fascinated by Japanese anime.

fascinated

{s} ağzı açık kalmış

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف past of fascinate في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

fascinated

الواصلة

past of fas·ci·nate

التركية النطق

päst ıv fäsıneyt

النطق

/ˈpast əv ˈfasəˌnāt/ /ˈpæst əv ˈfæsəˌneɪt/