Otobüs çok kalabalıktı. Keşke bir taksiye binseydim.
- The bus was very crowded. I wish I had taken a taxi.
Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.
- Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.
Kalabalık caddede sıradan bir toplantı yaptık.
- We had a casual meeting on the crowded street.
İnsanlar yaralı adamın etrafına toplandılar fakat doktor olay yerine yaklaştığında ona yol verdiler.
- The people crowded round the injured man, but they made way for the doctor when he reached the scene of the accident.
Hangi otoyola karar verirsen ver, arabalarla ve kamyonlarla dolu olacaktır.
- Whichever highway you decide on, it will be crowded with cars and trucks.
Tren insanlarla doluydu.
- The train was crowded with people.