Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
- I borrowed the dictionary from my friend.
Yabancı dillerden ödünç alınmış pek çok kelimeye sahip.
- It has a great many words borrowed from foreign languages.
Ödünç alınmış altın geri talep ettikleri zaman kurşun haline gelir.
- Borrowed gold becomes lead when they demand it back.
Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
- I borrowed the dictionary from my friend.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.