O, sanki bir uzmanmış gibi konuşuyor.
- Parla come se fosse un esperto.
Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak.
- Domani a quest'ora starà parlando con la sua famiglia.
The stars shone all the time.
- Yıldızlar her zaman parladı.
My father polished his car till it shone.
- Babam parlayıncaya kadar arabasını cilaladı.
The light shines in the darkness.
- Işık karanlıkta parlar.
Susan shined her father's shoes.
- Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
Her eyes sparkled like diamonds.
- Onun gözleri elmas gibi parladı.
Mary's eyes sparkled like diamonds.
- Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.
The child talked with his eyes shining.
- Çocuk parlayan gözlerle konuştu.
The moon is shining brightly tonight.
- Bu gece ay parlak bir şekilde parlıyor.
The logs flamed brightly.
- Kütükler parlak şekilde alev alev yandı.