pantolonlu

listen to the pronunciation of pantolonlu
التركية - الإنجليزية
trousered
Past participle of trouser
Dressed in trousers
pantolon
{i} pants

My mother bought me two pairs of pants last Sunday. - Annem geçen Pazar bana iki çift pantolon satın aldı.

Tom couldn't fit into the pants he wore last summer. - Tom geçen yaz giydiği pantolonlara sığamadı.

pantolon
{i} trousers

He put on clean trousers. - O, temiz pantolon giydi.

I bought two pairs of trousers. - İki pantolon satın aldım.

pantolonlu takım
(kadın) pants suit
pantolon
trouser

These trousers need pressing. - Bu pantolonların ütülenmeye ihtiyacı var.

I bought two pairs of trousers. - İki pantolon satın aldım.

pantolon
{i} slacks

When I last saw him, he was wearing a blue shirt and white slacks. - Onu son gördüğümde, o mavi bir gömlek ve beyaz pantolon giyiyordu.

I preferred wearing my Hawaiian T-shirt and green shorts to be cool and different, but I quickly got used to the white shirt and black slacks. - Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.

pantolon
pantaloons
pantolon
pants suit
pantolon
(Argo) strides
pantolon
(Argo) daks
pantolon
(Tekstil) pant

The blue pants cost more than the green ones. - Mavi pantolonun, yeşilden daha fazla maliyeti var.

While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants. - Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.

pantolon
trouse

Did he have his trousers pressed? - O pantolonunu ütületti mi?

I bought two pairs of trousers. - İki pantolon satın aldım.

pantolon
britches
pantolon
pair of trousers
pantolon
trousers, pants
pantolon
bags
pantolon
a pair of trousers
pantolon
trousers, breeches, pants
pantolon
breeches
pantolon
pair of bags
pantolon
pair of pants
التركية - التركية

تعريف pantolonlu في التركية التركية القاموس.

Pantolon
pantol
Pantolon
pontur
Pantolon
potur
pantolon
Belden başlayan ve genellikle paçaları ayak bileklerine kadar inen giyecek
pantolon
Belden başlayan ve genellikle paçaları ayak bileklerine kadar inen giyecek: "Redingot giymemiş olanlar kara ceket, yelek, çizgili pantolon giymişler."- M. Ş. Esendal
pantolonlu
المفضلات