تعريف panning في الإنجليزية التركية القاموس.
- gezdirme,n.kaydırma: v.kaydır: prep.kaydırarak
- panoramik
- çevrinme
- gezdirme
- kaydırarak
- {i} alıcıyı göndererek çekim
- pan
- tava
Tom tavayı ocağa koydu.
- Tom put the frying pan on the stove.
Tavayı fırına yerleştir.
- Place the pan in the oven.
- panning head
- pan başlığı, panorama başlığı, çevrinme başlığı
- pan
- her
Her şeyden önce, panik yok!
- Above all, don't panic!
Çiçekliğe bazı hercai menekşeler dikti.
- She planted some pansies in the flower bed.
- pan
- bütün
Bütün şehir panik içinde.
- The whole city is in panic.
- pan
- kamerayı döndürerek elde edilen görüntü
- pan
- buz/elek/tava
- pan
- sert eleştiri yapmak
- pan
- (Bilgisayar) yatay kaydırma
- pan
- (Sinema) çevirmek
- pan
- (Askeri) acil
- pan
- lavabo taşı
- pan
- elemek
- pan
- elek
Güneş panelleri güneş ışığını elektriğe dönüştürür.
- Solar panels convert sunlight into electricity.
Evime güneş panelleri taktığımdan beri elektrik faturam yarı yarıya azaldı.
- Since I installed solar panels on my house, my energy bill has been cut in half.
- pan
- acımasızca eleştirmek
- pan
- {f} tavada pişir
- pan
- (kamerayı) sağa sola çevirmek
- pan
- elekle aramak
- pan
- suda yüzen ince buz
- pan
- (Televizyon) Sabit bir konumdan yatay (soldan sağa veya sağdan sola) kamera hareketine geçme
- pan
- önek bütün, tüm
- pan
- tavalar
- pan
- tavaya
- vertical panning
- tilt, düşey çevrinme
- Pan
- (isim) kır tanrısı [mit.]
- Pan
- (Mitoloji) Sürülerin ve çobanların tanrısı
- Pan
- {i} kır tanrısı [mit.]
- Pan
- panama
Panama Kanalı Atlantiği Pasifikle bağlar.
- The Panama Canal connects the Atlantic with the Pacific.
Evlat edinilen kız Panamalıdır.
- The adopted girl is from Panama.
- Pan
- Kır tanrısı
- pan
- pan çevir/elekten
- pan
- tuzlada tava
- pan
- süzmek
- pan
- sonuç vermeyen gayret
- pan
- kefe
- pan
- terazi gözü
- pan
- tüm
Yaklaşık 250 milyon yıl önce, bugün gördüğümüz tüm kıtalar Pangaea denilen büyük bir süperkıtaydılar.
- About 250 million years ago, all the continents we see today were one big supercontinent called Pangaea.
Tom küçükken hantaldı ve sık sık düşerdi. Tüm pantolonlarının diz yamaları olurdu.
- When Tom was little he was clumsy and would fall often. All his pants would have knee patches.
- pan
- (Askeri) PAN (KODU): Hava önlemede, arayan istasyonun bir geminin, uçağın veya diğer bir aracın veya gemideki veya görüş mesafesindeki bazı kişilerin emniyetini ilgilendiren, iletilecek çok acele bir mesaja sahip olduğu anlamındaki bir koddur
- pan
- maden cevherini ayırma işinde kullanllan demir tava
- pan
- a flash in the pan kuru gürültü
- pan
- pref. bütün
- pan
- eski tüfeklerde falya tavası
- pan
- (isim) tabiat
- pan
- {i} tabiat
- pan
- {f} k.dili. hakkında olumsuz eleştiri
- pan
- {i} tepsi
- pan
- tavada pişirmek
- pan
- surat
- pan
- yassı kap
- pan
- terazi kefesi
- pan
- eleştirmek
- pan
- yıkama tavası
- pan
- sert eleştiri
- panne
- yumuşak kumaş
- panne
- (Tekstil) pan
- vertical panning
- (Sinema) dikey çevrinme
- vertical panning
- (Sinema) düşey çevrinme