Birkaç yolu su basmış.
- Several roads are flooded.
Pazar yabancı mallarla dolup taşıyordu.
- The market was flooded with foreign goods.
Tom'un tavernası da bir teslimat hizmeti sunmaya başladığından beri taverna telefon görüşmeleriyle dolup taşıyor.
- Since Tom's Tavern has started offering a delivery service too, it has been flooded with phone calls.
Flooded battery.