O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
- That politician is well versed in internal and external conditions.
Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
- Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
Onun yaralarının hepsi haricidir.
- His injuries are all external.
Onu harici hard diskte sakla.
- Save it on the external hard drive.