otherwise; else

listen to the pronunciation of otherwise; else
الإنجليزية - التركية

تعريف otherwise; else في الإنجليزية التركية القاموس.

besides
{e} dışında

Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu. - There was no one in the room besides Tom and Mary.

O mağaza mobilya dışında birçok şey satmaktadır. - That store sells many things besides furniture.

besides
Yanı sıra

Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı. - Besides being a surgeon, he was a famous writer.

Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı. - Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.

besides
-e ilaveten
besides
-in dışında
besides
hem de
besides
-den başka
besides
hariç
besides
ayrıca

Ayrıca, bu gerçekten ilginç bir sorundur. - Besides, it's a really interesting problem.

Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz. - Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.

besides
üstelik

Şimdi çok geç oldu. Üstelik, yağmur yağmaya başlıyor. - It's too late now. Besides, it's starting to rain.

besides
bundan başka
besides
bir de

Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı. - Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.

besides
bunun yanısıra
besides
besides başka
besides
{e} yanı sıra. z. ayrıca, üstelik
besides
(zarf) ayrıca, bundan başka, üstelik, bir de, hem de, zaten
الإنجليزية - الإنجليزية
besides
otherwise; else
المفضلات