Bazı aylar otuz çeker, diğerleri otuz bir.
- Some months have thirty days, others thirty one.
Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme.
- Don't say bad things about others.
Bazıları İngilizcede iyiler,ve diğerleri matematikte iyiler.
- Some are good at English, and others are good at mathematics.
Bazı öğrenciler otobüsle gitti, diğerleri de yürüyerek gitti.
- Some of the students went by bus, and others on foot.
Al birini vur ötekine!
- One's as bad as the other.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Ben öbür türlü inanmayı isterdim.
- I'd like to believe otherwise.
Acele et. Öbür türlü öğle yemeğine geç kalacağız.
- Hurry up. Otherwise, we'll be late to lunch.
Diğer tüm diller Uygurca'dan daha kolaydır.
- All the other languages are easier than Uighur.
Birini ben aldım, diğer elmaları ise küçük kız kardeşime verdim.
- I took one, and gave the other apples to my little sister.
Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz.
- When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.
Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler.
- By other's faults wise men correct their own.
Onun iki kedisi var. Biri beyaz ve diğeri siyah.
- She has two cats. One is white and the other one is black.
Onun iki kedisi var. Biri beyaz ve diğeri siyah.
- She's got two cats. One's white and the other is black.
Top şimdi başkasında.
- Now the shoe is on the other foot.
Başkasının senin yerine düşünmesini bekleme!
- Don't expect others to think for you!
Benim okul, diğerleri arasında, Uygur, Han, Kazak, Hui, Moğol, Kırgız, Xibo, Tacik ve Özbek etnik kökenlere sahiptir.
- My school has Uighur, Han, Kazakh, Hui, Mongol, Kirghiz, Xibo, Tajik, and Uzbek ethnicities, among others.
Geçen gün bahsettiğim araba bu.
- This is the car I spoke of the other day.
O, geçen gün yeni bir ev satın aldı.
- She bought a new house the other day.
Tom'tan başka kimsenin onu yaptığını hiç görmedim.
- I've never seen anyone other than Tom do that.
Berberler binlerce yıldır yaşıyor ve başkaları bir gün bile hayatta kalamadı.
- The Berbers have lived for thousands of years where others could not survive even one day.
Bu gün başka sıradan bir gün gibi başladı.
- This day started like any other ordinary day.
Bundan başka boyutlarda var mı?
- Do you have this in other sizes?
Bundan başka herhangi bir şey yapma.
- Don't do anything other than this.
Bir sonraki Noelde üç yıldır birbirimizi tanıyor olacağız.
- We'll have known each other for three years next Christmas.
Başka türlü yapamazdım.
- I could not have done otherwise.
Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım.
- I tried to convince Tom otherwise.
I kept two special jars and threw away all the others.
I treat others like I treat myself.
Other people would do it differently.
I get paid every other week.
Other than that, I'm fine.
And if that I had nat had my prevy thoughtis to returne to youre love agayne as I do, I had sene as grete mysteryes as ever saw my sonne Sir Galahad other Percivale, other Sir Bors.
I'm afraid little Robbie does not always play well with others.
He turned around and walked the other way.
Be sure to clean the lint filter before you run the dryer. Otherwise, you might start a fire.
- Be sure to clear the lint trap before you run the dryer. Otherwise, you might start a fire.
I was ill, otherwise I would have attended the meeting.
- I was ill, otherwise I would've attended the meeting.
... utilities and others to set new standards on the amount of carbon ...
... >>Hugo Barra: And we're welcoming others to join us, of course. ...