The truth will come out.
- Gerçek ortaya çıkacak.
However long you try to hide it, the lies will come out anyway.
- Ne kadar saklamaya çalışırsan çalış, yalanlar her zaman ortaya çıkar.
This question has often arisen.
- Bu soru sık sık ortaya çıktı.
A new difficulty has arisen.
- Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
The accident arose from a simple mistake.
- Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.
Confusion arose from the accident.
- Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
Trade friction might arise between the two nations at any moment.
- İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.
How did this misunderstanding ever arise?
- Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?