Ben hiç mücevherat almadım.
- I've never bought jewelry.
Neden büyük annenin mücevheratını çaldın?
- Why did you steal your grandmother's jewelry?
Fadıl, Leyla'ya para, araba ve mücevherat sözü verdi.
- Fadil promised Layla money, cars, and jewellery.
Şu anda platin takı moda.
- At the moment, platinum jewellery is in fashion
O, o takıyı herkesin önünde takmaz.
- She doesn't wear that jewellery in public.
Bazı erkekler takı takar.
- Some men wear jewelry.
Mary herhangi bir takı takmadı.
- Mary didn't wear any jewelry.
Pahalı bir mücevhere sahip değilim.
- I don't own any expensive jewelry.
Kutu bazı eski mücevherler içeriyor.
- The box contains some old jewelry.