Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

originating from or arranged by someone inside an organisation

listen to the pronunciation of originating from or arranged by someone inside an organisation
الإنجليزية - التركية

تعريف originating from or arranged by someone inside an organisation في الإنجليزية التركية القاموس.

inside
{i} iç taraf

Kapının tam iç tarafında bir köpek buldum. - I found a dog just inside the gate.

inside
{i}

Bir köpeğin dışında, bir kitap insanın en iyi arkadaşıdır. Bir köpeğin içinde, okumak için çok karanlıktır. - Outside of a dog, a book is man's best friend. Inside of a dog, it's too dark to read.

Evimin içinde iki tane zombi var. - There are two zombies inside my house.

inside
içindeki

Duvarların içindeki askerler iyi korunuyordu. - Troops inside the walls were well protected.

Evin içindeki herkesi almaya çalışman gerekiyor. - We need to try to get everybody inside the house.

inside
(Konuşma Dili) özünde

Özünde, hepimiz birbirimize benzeriz. - We are all alike, on the inside.

inside
(Konuşma Dili) esasında
inside
içerisinde

Mağaranın içerisindeki bütün bu insanları alın. - Get all these people inside the cave.

Bu kutunun içerisinde bir şey var. - There's something inside this box.

inside
içerisine
inside
içteki
inside
ç
inside
{i} karın

Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı. - Tom looked at the snow falling inside the snow globe.

Böceklerin organlarının çoğu karınlarındadır. - Most of a insect's organs are inside its abdomen.

inside
gizli

Mary bir pasta içinde ceza evine bir demir testeresi bıçağını gizlice sokmaya çalıştı. - Mary tried to smuggle a hacksaw blade into the prison inside a cake.

inside
kodeste
inside
içeriye/içerde
inside
sayfanın iç kısımlarında
inside
içerde

Tom içerde sizi bekliyor. - Tom is waiting for you inside.

Belki içerde kalsam daha iyi olur. Hava böyleyken kim dışarı çıkmak ister? - Maybe it would be better if I were to just stay inside. Who wants to go out when the weather's like this?

inside
z. içeride; içeriye
inside
(zarf) içeride, içeriye
الإنجليزية - الإنجليزية
inside
originating from or arranged by someone inside an organisation

    الواصلة

    o·rig·i·nat·ing from or ar·ranged by some·one in·side an or·ga·ni·sa·tion

    التركية النطق

    ırîcıneytîng fırm ır ıreyncd bay sʌmwʌn însayd ın ôrgınîzeyşın

    النطق

    /ərˈəʤəˌnātəɴɢ fərm ər ərˈānʤd ˈbī ˈsəmˌwən ənˈsīd ən ˌôrgənəˈzāsʜən/ /ɜrˈɪʤəˌneɪtɪŋ fɜrm ɜr ɜrˈeɪnʤd ˈbaɪ ˈsʌmˌwʌn ɪnˈsaɪd ən ˌɔːrɡənɪˈzeɪʃən/
المفضلات