O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.
- She spends more time organizing than I.
O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.
- She spends more time organizing than I.
Sabahımı düzenlemek için yaklaşık yirmi dakikaya ihtiyacım var.
- I need about twenty minutes to organize my morning.
Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
- I have to organize my schedule before the end of the month.
Dosyalarını organize etmek için hangi metodu kullanıyorsunuz?
- What method do you use to organize your files?
İşleri sergi organize etmektir.
- Their job is to organize exhibitions.
O toplantıyı kim düzenledi?
- Who organized that meeting?
O, onu bir boykot düzenlemesi için ikna etmeye çalıştı.
- She tried to persuade him to organize a boycott.
Managers interact politically in a spontaneous, self-organizing manner.
The festival was not well organised.
- Festival iyi organize edilmemiş.
Tom organized his CDs by artist.
- Tom CDlerini bir sanatçıyla organize etti.
Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.
- Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.
... your time. Thank you to Hofstra University and to Candy Crowley for organizing and leading ...
... to organizing principles in their life. ...