Normalde bunu yapmam.
- I don't ordinarily do this.
Normalde, bu bir sorun olmazdı.
- Ordinarily, this wouldn't be a problem.
O teori genelde kabul edilmez.
- That theory isn't generally accepted.
Genelde, onun söylediği doğrudur.
- Generally speaking, what she says is right.
Bu sıradan bir yetenek değildir.
- This isn't any ordinary ability.
O sıradan bir öğrenci değil.
- He is no ordinary student.
Ben genellikle okula yürürüm.
- I generally walk to school.
Bir yemekten sonra, biz genellikle çay içeriz.
- We generally drink tea after a meal.
Genel olarak söylemek gerekirse, oğlanlar kızlardan daha hızlı koşabilirler.
- Generally speaking, boys can run faster than girls.
Kadınlar genel olarak erkeklerden daha uzun yaşamaktadır.
- Women generally live longer than men.
Olağan dışı bir şey yok.
- There's nothing out of the ordinary.
Tom olağan dışı bir şey görmediğini söyledi.
- Tom said he didn't see anything out of the ordinary.
Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.
- Always use distilled water in steam irons because using ordinary water will cause a mineral build-up over time that will clog the steam holes.
Tom alışılmış şeylerin dışında neredeyse asla bir şey yapmaz.
- Tom almost never does anything out of the ordinary.
Tom alışılmış şeylerin dışında neredeyse asla bir şey yapmaz.
- Tom almost never does anything out of the ordinary.
it hath been usual with the honest and well-meaning host to provide a bill of fare which all persons may peruse at their first entrance into the house; and having thence acquainted themselves with the entertainment which they may expect, may either stay and regale with what is provided for them, or may depart to some other ordinary better accommodated to their taste.