onun zamanında

listen to the pronunciation of onun zamanında
التركية - الإنجليزية
in his day
in one's day
o zaman
then

Since then, a great deal of change has occurred in Japan. - O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.

I cannot believe you did not see him then. - O zaman onu görmediğine inanmıyorum.

o zaman
at the time

Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time. - Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.

Tom claimed that he was working at the time. - Tom o zamanda çalıştığını iddia etti.

o zaman
when then
O zaman
that time

At that time, the territory belonged to Spain. - O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

O zaman
that the time
o zaman
in that case
o zaman
then of
o zaman
at that time

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

Were you reading a book at that time? - O zaman bir kitap okuyor muydunuz?

o zaman
at that case
o zaman
by then

I'll be six feet under by then. - O zamana nalları dikmiş olurum.

By then, however, it was too late. - Ancak, o zamana kadar, çok geçti.

o zaman
thereat
onun zamanında
المفضلات