Tom ona özel ders vermemi istiyor.
- Tom wants me to coach him.
İyi bir antrenör bu takımı eğitir.
- A good coach trains this team.
Antrenör bana bazı tavsiyeler verdi.
- The coach gave me some advice.
Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.
- The coach called off the game because many of the players were down with the flu.
İyi bir koç oyuncularına bir baba gibidir.
- A good coach is like a father to his players.
O, posta arabasını soydu.
- He robbed the mail coach.
Ben bir koç çalıştırmak istiyorum.
- I wanted to hire a coach.