one who provides guidance, one who gives advice

listen to the pronunciation of one who provides guidance, one who gives advice
الإنجليزية - التركية

تعريف one who provides guidance, one who gives advice في الإنجليزية التركية القاموس.

adviser
müşavir
advisor
{i} danışman

Yarın 9.00'da akademik danışmanımı aramamı hatırlatabilir misin? - Could you remind me to call my academic advisor at 9:00 p.m. tomorrow?

Tom bir kariyer danışmanıyla konuştu. - Tom spoke to a career advisor.

adviser
{i} danışman

Danışmanlara ihtiyacım yok. - I don't need advisers.

Matematik Tom'un okuldaki en zayıf dersiydi ama bu onun finansal danışman olmasını engelleyemedi. - Maths was Tom's weakest subject at school, but this didn't stop him getting a job as a financial adviser.

adviser
{i} akıl hocası
adviser
öğütçü
adviser
kılavuz
advisor
akıl hocası
advisor
yol gösteren
adviser
{i} danışman öğretmen
adviser
{i} danışman, müşavir; akıl hocası; rehber, kılavuz
advisor
{i} danışman öğretmen
advisor
{i} müşavir
advisor
(Askeri) YOL GÖSTERİCİ; DANIŞMAN
advisor
i., bak. adviser
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} adviser
{i} advisor
one who provides guidance, one who gives advice
المفضلات