one who keeps, or is intrusted with, secrets

listen to the pronunciation of one who keeps, or is intrusted with, secrets
الإنجليزية - التركية

تعريف one who keeps, or is intrusted with, secrets في الإنجليزية التركية القاموس.

secretary
{i} sekreter

Sekreterim terfî için sıkıştırıyor. - My secretary is pushing for a promotion.

O başkanın sekreteri her zaman aşırı resmîdir. - That president's secretary is always prim.

secretary
(Kanun) katibe
secretary
bakan

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Fransa'da Pazar günü bir bisiklet kazasında sağ uyluğunu kırdı. - U.S. Secretary of State John Kerry broke his right femur in a cycling accident Sunday in France.

Tom, dışişleri bakanı'nı bilir. - Tom knows the Secretary of State.

secretary
yazıcı
secretary
{i} kâtip
secretary
{i} yazman
secretary
{i} yazı masası
الإنجليزية - الإنجليزية
secretary