one who has charge of a station, especially of a postal station

listen to the pronunciation of one who has charge of a station, especially of a postal station
الإنجليزية - التركية

تعريف one who has charge of a station, especially of a postal station في الإنجليزية التركية القاموس.

post
{i} memuriyet, görev
post
sonra

Bu kitap, ölümünden sonra yayımlandı. - The book was published posthumously.

Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur. - Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.

post
vazife
post
(adam) göndermek
post

İşte, şimdi cümlen gelecek kuşaklara bırakıldı! - Here, your sentence is now consigned to posterity!

Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim. - I postponed doing my housework for a few hours.

post
postaya atmak
post
garnizon
post
(yarışta) başlama/bitiş çekidi
post
nöbet
post
{f} görevlendirmek
post
{f} yerleştirmek [ask.]
post
{f} bilgi vermek
post
{f} geçirmek (kayıt)
post
{f} atamak
post
{f} aydınlatmak
post
{f} afişle ilan etmek
post
{f} afişe etmek
post
kışla/posta/direk
post
(kayıtları) günlük defterden ana
post
{i} yabancıların kurduğu alışveriş yeri
الإنجليزية - الإنجليزية
post
one who has charge of a station, especially of a postal station
المفضلات