one given with the open hand, or with something broad

listen to the pronunciation of one given with the open hand, or with something broad
الإنجليزية - التركية

تعريف one given with the open hand, or with something broad في الإنجليزية التركية القاموس.

slap
{f} tokatlamak
slap
{i} tokat

Mary, Tom'un sağ yanağına tokat attıktan sonra, sol ayağının üstünde tepindi. - After slapping Tom's right cheek, Mary stomped on his left foot.

Eğer Mary Tom'u tokatladıysa, onu hakettiğine eminim. - If Mary slapped Tom, I'm sure he deserved it.

slap
aşk etmek
slap
{f} vur
slap
tokat atmak

Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi! - Even so ... she didn't have to slap me!

Onun yüzüne tokat atmak yerine, ona tükürdü ve aşağılayarak uzaklaştı. - Instead of slapping him in the face, she spit in it, and walked contemptuously away.

slap
doğruca
slap
{i} vuruş
slap
{f} suratına gelmek
slap
(fiil) şaplak atmak, tokatlamak, şamar atmak, şaplak vurmak, çarpmak, çatmak, çıkışmak, azarlamak, yüzüne vurmak, suratına gelmek
slap
birdenbire
slap
{f} azarlamak
slap
şıp diye
slap
gelişi güzel koymak
slap
pat diye
slap
{f} şaplak vurmak
slap
aniden
slap
hızla
slap
{f} çatmak
slap
{f} çarpmak, vurmak: The waves were slapping against the
slap
{i} hakaret
الإنجليزية - الإنجليزية
slap
one given with the open hand, or with something broad
المفضلات