Onunla birlikte alışverişe gitmeyeceğimi ilk ve son olarak ona söyledim.
- I told her once and for all that I wouldn't go shopping with her.
Onu son olarak reddet.
- Turn him down once and for all.
Bu sorunu kesin olarak çözme zamanı.
- It's time to resolve this question once and for all.
Kesin olarak içkiyi bırakacağım.
- I'll give up drinking once and for all.
O ilk ve son olarak girişiminden vazgeçti.
- He gave up his attempt once for all.
O ilk ve son olarak girişiminden vazgeçti.
- He gave up his attempt once for all.
They replaced the door, in hopes of correcting the sticking and squeaking once and for all.