onaylayan

listen to the pronunciation of onaylayan
التركية - الإنجليزية
sealer
corroboratory
recognizant
corroborative
subscriber
(Ticaret) endorser
confirming
(Bilgisayar) approved by
accredited by
(Bilgisayar) checked by
validator
certifying
onayla
approve of

Tom doesn't approve of the way Mary's been behaving. - Tom Mary'nin davranış şeklini onaylamıyor.

Tom certainly didn't approve of the way Mary was behaving. - Tom Mary'nin davranış biçimini kesinlikle onaylamadı.

onayla
{f} approve

Spain approved the treaty. - İspanya antlaşmayı onayladı.

Father will never approve of my marriage. - Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.

onayla
acknowledged
onayla
(Bilgisayar) confirm

I will confirm my plane reservation. - Uçak rezervasyonumu onaylayacağım.

I will call in order to confirm it. - Bunu onaylamak için arayacağım.

onayla
(Bilgisayar) verify
onayla
(Bilgisayar) check

Please endorse this check. - Lütfen bu çeki onayla.

onayla
{f} attesting
onayla
{f} approved

He said the treaty must be approved as written. - O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.

Spain approved the treaty. - İspanya antlaşmayı onayladı.

onayla
{f} validating

Validating an angry client's feelings is an effective way of defusing the situation. - Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.

onayla
{f} validated
onayla
approbate
onayla
{f} confirmed

The spokesman confirmed that the report was true. - Sözcü raporun doğru olduğunu onayladı.

Tom's doubts have been confirmed. - Tom'un şüpheleri onaylandı.

onayla
avouch
onayla
validate
onayla
{f} certified
onayla
certify
onayla
{f} acknowledge

Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is. - Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.

onayla
corroborate

Tom corroborated Mary's story. - Tom Mary'nin hikayesini onayladı.

onaylayanlar
approvers
onayla
okay
onayla
probate
onayla
confirming
onaylayan
المفضلات