You can also ride on an old, restored, steam train.
- Eski, onarılmış, buharlı bir trene de binebilirsin.
Tom is still trying to mend fences.
- Tom hâlâ çitleri onarmaya çalışıyor.
I want to mend this watch.
- Bu saati onarmak istiyorum.
My watch needs to be repaired.
- Kol saatimin onarılması gerekiyor.
This broken vase cannot be repaired.
- Bu kırık vazo onarılamaz.
These new shoes already want mending.
- Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
My socks are in need of mending.
- Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.
Tom fixed it with a hammer.
- Tom onu bir çekiçle onardı.
You should've fixed it right away.
- Bunu hemen onarmalıydınız.
They're here to fix the heating system.
- Onlar ısıtma sistemini onarmak için buradalar.
He fixed the broken table.
- O kırık masayı onardı.
After his knee repair, he could walk without pain.
- Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.
My house needs major repairs.
- Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.