الإنجليزية - التركية
تعريف on; used in all the senses of that word, with which it is interchangeable في الإنجليزية التركية القاموس.
- upon
- {e} üzerine
Gökkubbe onun üzerine düşmesin.
-May the firmament not fall upon him.
Sendika üzerine yaptırımlar uygulanması uygunsuz.
-It is improper to impose sanctions upon the union.
- upon
- tier upon tier tabaka tabaka
- upon
- sıra sıra
- upon
- {e} bak. on
- upon
- upon my word vallahi
- upon
- Hay Allah
- upon
- upon üzerinde
- upon
- üzerinde
Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.
-When we hear of a divorce we assume that it was caused by the inability of those two people to agree upon fundamentals.
Radyonun sesi kulaklarımızın üzerinde patladı.
-The blare of the radio burst upon our ears.
- upon
- alimallah
- upon
- hususunda
Beyaz Rusya Devlet Başkanı Alexander Lukashenko Alexei Dudarev'i doğum günü hususunda tebrik etti.
-Belarusian President Alexander Lukashenko congratulated Alexei Dudarev upon his birthday.
- upon
- şartıyle
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف on; used in all the senses of that word, with which it is interchangeable في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- upon
on; used in all the senses of that word, with which it is interchangeable
الواصلة
on; used in all the senses of that word, with which it I·s in·ter·change·a·bleالنطق
Resimler
المفضلات