Yeni kontratı Tom'a imzalattım.
- I got Tom to sign the new contract.
Jane albüm kontratı aldığında çok mutluydu.
- Jane was on top of the world when she got a record contract.
Onun cevabı beklentilerimizin aksineydi.
- His response was contrary to our expectations.
Aksine kanıt olmadığı için herkes onun hikayesine inanıyor.
- Everyone believes his story since there is no evidence to the contrary.
ABD'nin zenginliği genellikle gelişmemiş ülkelerin fakirliği ile karşılaştırılır.
- The affluence of the United States is often contrasted with the poverty of undeveloped countries.
Asla büyüklerinize karşı söz söylemeyin.
- Never contradict your elders.
Resim bunun aksine renkli.
- The picture is colorful in contrast with this one.
Eğer bunu yaparsan,bu sadece aksi sonuçlar doğuracak.
- If you do that, it will only bring about a contrary effect.
Hiçbir karşıt kanıt yoktur.
- There is no evidence to the contrary.
Ayrıca ketçap almak istiyorum.
- I'd like to have ketchup on the side.
Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur.
- It's a way to make a little extra on the side.
Sami öteki taraftaydı.
- Sami was on the other side.