on the job

listen to the pronunciation of on the job
الإنجليزية - التركية
(Ticaret) görevde
(deyim) iş ile ilgili
işbaşında
iş başında, görev başında
(deyim) is basinda. sleep/lie down... isi kaytarmak
iş başında

İş başında yemek yememelisin. - You're not supposed to eat on the job.

Sadece yaklaşık 15 dakika boyunca iş başındaydınız. - You've only been on the job for about 15 minutes.

sevişmekte
iş üstünde
işi olan
working
{i} çalışma

Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar. - They had been working together for common interests.

Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim. - After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.

working
çalış durumda olan
working
çalıştırma

Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz. - We have to keep the machines working.

working
işleyiş

Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur. - When money ceases to have value, the entire system stops working.

working
çalışma jüyesi
working

Eğer gerçekten bir işe ihtiyacın varsa, niçin Tom için çalışmayı düşünmüyorsun? - If you really need a job, why don't you consider working for Tom?

O benim iş arkadaşımdır. - He is my working mate.

working
{s} çalışan

Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar. - On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.

Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip. - Tom currently has ten people working for him.

working
{i} işletme

İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum. - I'm working on finishing my MBA.

working
(sıfat) çalışan, işleyen, temel, yeterli, çalışma, iş
working
{i} işleme
working
{i} işleme tarzı
working
(isim) çalışma, işleme, iş, işletme, üretme, halletme, çaba, mayalanma, kazı (maden)
working
köpüren
working
working conditions ç
working
{i} çaba
working
working class işçi sınıfı
working
{i} halletme

Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz. - We're working on getting that done.

working
{s} yeterli

Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum. - I'm working like crazy to make sure I have enough time.

الإنجليزية - الإنجليزية
Having sex
working, busy
watchful and prepared for action; "bird watchers on the alert for a rare species"; "cops were on the job and caught them red-handed"
actively engaged in paid work; "the working population"; "the ratio of working men to unemployed"; "a working mother"; "robots can be on the job day and night"
working
obtained whilst working
relating to or associated with a job or employment; "on-the-job training"; "on-the-job requirements
see job. while working, or at work in-service, in-house in-house
on the job

    الواصلة

    on the Job

    التركية النطق

    ôn dhi cōb

    النطق

    /ˈôn ᴛʜē ˈʤōb/ /ˈɔːn ðiː ˈʤoʊb/

    علم أصول الكلمات

    [ 'on, 'än ] (preposition.) before 12th century. Middle English an, on, preposition & adverb, from Old English; akin to Old High German ana on, Greek ana up, on.

    فيديوهات

    ... You know, you do a remarkable job ...
    ... But I think math, common sense and our history shows us that's not a recipe for job growth. ...
المفضلات