Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.
- Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich.
Aksine, gerçekten çok iyi İngilizce konuşuyorsun!
- On the contrary, you speak English very well, indeed!
Onun meşgul olduğunu sanıyordum ama tam tersine boştaydı.
- I thought he was busy, but on the contrary he was idle.
O tembel değildir, tam tersine sıkı çalışan biri olduğunu düşünüyorum.
- He's not lazy. On the contrary, I think he's a hard worker.
... research which suggests to the contrary. ...
... really thinks that they run contrary to their interests, and even if the computer that they're ...