oluşturmaktır

listen to the pronunciation of oluşturmaktır
التركية - الإنجليزية
build out
Build-out is an urban planner’s estimate of the amount and location of potential development for an area. Build-out is one step of the land use planning process. Evaluation of potential development impacts begins with a build-out analysis
oluş
presence
oluş
(Dilbilim) process
oluş
existence

In 1989, the extremely famous Eiffel Tower celebrated its one hundred years of existence. - 1989 yılında, son derece ünlü Eyfel Kulesi var oluşunun yüz yılını kutladı.

Malaysia came into existence in 1957. - Malezya 1957'de oluştu.

oluş
consist of

How many people does this ship's crew consist of? - Bu geminin mürettebatı kaç kişiden oluşur?

Genes consist of a specific sequence of DNA. - Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.

oluş
compose of
oluş
being

Do you know who brought that team into being? - O takımı kimin oluşturduğunu biliyor musun?

Liberty consists of being able to make everything as harmless as possible. - Özgürlük her şeyi mümkün olduğu kadar zararsız yapabilmekten oluşur.

oluş
comprise of
oluş
consist

The central nervous system consists of four organs. - Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.

The Esperanto alphabet consists of 28 letters: a, b, c, ĉ, d, e, f, g, ĝ, h, ĥ, i, j, ĵ, k, l, m, n, o, p, r, s, ŝ, t, u, ŭ, v, z. - Esperanto alfabesi 28 harften oluşur: a, b, c, ĉ, d, e, f, g, ĝ, h, ĥ, i, j, ĵ, k, l, m, n, o, p, r, s, ŝ, t, u, ŭ, v, z.

oluş
{f} comprised

My house is comprised of these four rooms. - Benim evim bu dört odadan oluşur.

Food is comprised of protein, carbohydrates, and fats. - Yiyecek, protein, karbonhidrat ve yağlardan oluşur.

oluş
procession
oluş
composed

A water molecule is composed by three atoms: two hydrogen and one oxygen. - Bir su molekülü üç atomdan oluşur: iki hidrojen ve bir oksijen.

All life is based on chemistry and all living things are composed of chemical compounds. - Tüm yaşam kimyaya dayalıdır ve yaşayan her şey kimyasal bileşiklerden oluşur.

oluş
existence, being; genesis, formation
oluş
occurrence
oluş
way of coming into being; becoming, coming into being, genesis, formation
oluş
consisted

The Beatles consisted of four musicians. - The Beatles, dört müzisyenden oluşmuştur.

The patients in this study consisted of 30 males and 25 females. - Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.

oluş
becoming
التركية - التركية

تعريف oluşturmaktır في التركية التركية القاموس.

oluş
Olmak eylemi ya da biçimi
oluş
Olmak işi veya biçimi, vuku
oluş
Oluşma, teşekkül, tekevvün
oluş
Olma işi veya biçimi, vuku
oluş
Bir durumdan öteki duruma geçiş
oluşturmaktır
المفضلات