He speaks English fairly well.
- O, İngilizceyi oldukça iyi konuşur.
Tom did fairly well on the test he took yesterday.
- Tom dün girdiği sınavda oldukça iyi yaptı.
Tom is pretty good at playing piano by ear.
- Tom notasız piano çalmada oldukça iyidir.
Tom's dog is a pretty good swimmer.
- Tom'un köpeği oldukça iyi bir yüzücü.
Tom is a fairly decent golfer.
- Tom oldukça iyi bir golfçüdür.
They're actually quite decent people.
- Aslında oldukça iyi insanlardır.
Her books sell pretty well.
- Onun kitapları oldukça iyi satıyor.
She can speak English pretty well.
- Oldukça iyi İngilizce konuşabilir.