oftentimes

listen to the pronunciation of oftentimes
الإنجليزية - التركية
çoğu kez
often
sık sık

O, kahvaltısını sık sık orada yer. - He often eats breakfast there.

O öğrenciyken, sık sık diskoya giderdi. - When she was a student, she used to go to the disco often.

often
sıkça

Mutlu çocukluğumu sıkça hatırlıyorum. - I often remember my happy childhood.

Yaşım hakkında sıkça yalan söylerim. - I often lie about my age.

often
çoğunlukla

Pazartesi günleri çoğunlukla okula geç kalır. - She is often late for school on Mondays.

Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur. - The transition from farm life to city life is often difficult.

often
çoğu

Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim. - When I was a child, I often went swimming in the sea.

Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir. - Humility often gains more than pride.

often
çoğu kez

Çoğu kez onun zorbalık yaptığını gördüm. - I've often seen him bullied.

Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder. - Cheese often lures a mouse into a trap.

often
çok kez
often
çok defa
often
çok kere
الإنجليزية - الإنجليزية
Repeatedly
Frequently
{a} frequently usually, mostly, many or several times
If something oftentimes happens, it happens many times or much of the time. Oftentimes, I wouldn't even return the calls = often. often
many times at short intervals; "we often met over a cup of coffee"
Frequently; often; many times
often
oftentime
oftentimes

    التركية النطق

    ôftıntaymz

    النطق

    /ˈôftənˌtīmz/ /ˈɔːftənˌtaɪmz/

    فيديوهات

    ... oftentimes into harm's way. I know these folks and I know their families. So nobody ...
    ... I blog oftentimes because I just want to say ...
المفضلات