Dün gece kapıyı açık bırakan sen miydin?
- Warst du derjenige, der letzte Nacht die Tür offen gelassen hat?
O kapıyı açık bıraktı.
- Er hat die Tür offen gelassen.
O, tehlikeye maruz kaldı.
- He was exposed to danger.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Şimdi her şey ortada.
- Now everything's exposed.
Tepe ortada, ağaçsız.
- The hill is exposed, with no trees.
Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
- The soldiers were exposed to the enemy's fire.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
- Fadil exposed his dark secret.
He left the door open.
- Er hat die Tür offen gelassen.
Peter sees that the garage door is open.
- Peter sieht, dass das Garagentor offen ist.
Takeda always shows his anger openly.
- Takeda zeigt immer offen seinen Ärger.
The museum is open to the public.
- Das Museum ist für die Öffentlichkeit geöffnet.
Your decision is open to some debate.
- Ihre Entscheidung steht zur offenen Diskussion.
Do you really want me to be frank?
- Willst du wirklich, dass ich offen bin?