of public transport, supposed to arrive at the stated time

listen to the pronunciation of of public transport, supposed to arrive at the stated time
الإنجليزية - التركية

تعريف of public transport, supposed to arrive at the stated time في الإنجليزية التركية القاموس.

due
sebebiyle

Son zamanlardaki olaylar sebebiyle, kendimi işime vermem tamamen imkansız. - Due to recent events, it is completely impossible for me to focus on my work.

Bayanlar baylar, havaalanındaki bir kaza sebebiyle varışımız gecikecek. - Ladies and gentlemen, due to an accident at the airport, our arrival will be delayed.

due
sona erme
due
(Ticaret) vadesi gelen
due
hak vergi
due
son tarih
due
zamanı gelen
due
(Ticaret) borçlu

Biriktirdiği serveti şansına ve çok çalışmasına borçlu. - Her ability to amass a fortune is due to luck and hard work.

Bugünkü durumumu aileme borçluyum. - What I am today is due to my parents.

due
hak ettiği
due
günü gelen
due
{f} e doğru
due
hak edilen
due
yeterli
due
gerekli

Gerekli işlemleri takip etmek zorundayız. - We have to follow due process.

due
tam

Yağmur nedeniyle planlarım tamamen karıştı. - Due to the rain, my plans were completely mixed up.

Ciddi bir eğitim etkisi nedeniyle çocuk tamamen farklı bir kişi haline geldi. - Due to severe educational influence the child became a wholly different person.

due
tam olarak

Tam olarak düşündükten sonra teklifi kabul ettim. - I accepted the offer after due consideration.

due
vadesi dolmuş vakti gelmiş
due
yerine getirilmesi gereken
due
gelmesi icap eden
due
münasip
الإنجليزية - الإنجليزية
due
of public transport, supposed to arrive at the stated time
المفضلات