الإنجليزية - التركية
تعريف of or relating to the first class or rank, especially in literature or art في الإنجليزية التركية القاموس.
- classic
- {s} klasik
Ne kadar pahalı olursa olsun, o klasik arabayı almak istiyorum.
-I want to get that classic car no matter how expensive it is.
Klasik müzik dinlemeyi severim.
-I like to listen to classical music.
- classic
- birinci sınıf
- classic
- klasik yapıt
- classic
- tipik
- classic
- {i} üstünlüğü kabullenilmiş olan sanatçı
- classic
- {i} klasik eserler yazan yazar
- classic
- klasikleri iy
- classic
- {s} alışılmış olan
- classic
- {s} edebi ve tarihi değeri olan
- classic
- {s} kaliteli
- classic
- (sıfat) klasik, kaliteli, klas; mükemmel, birinci sınıf, değerini yitirmeyen; edebi ve tarihi değeri olan, geleneksel, alışılmış olan
- classic
- {s} değerini yitirmeyen
- classic
- {i} değerini kanıtlamış yapıt
- classic
- {s} geleneksel
- classic
- klasik eserler vermiş olan yazar
- classic
- {s} mükemmel
Çin Klasiklerinde sadece birkaç öğrenci mükemmel notlar alır.
-Only a few students get perfect grades in Chinese Classics.
- classic
- (isim) klasik eser; üstünlüğü kabullenilmiş olan sanatçı; değerini kanıtlamış yapıt; klasik eserler yazan yazar, klasikleri iyi bilen kimse
- classic
- {i} klasik eser
المصطلحات ذات الصلة
of or relating to the first class or rank, especially in literature or art
الواصلة
of or re·lat·ing to the first class or rank, es·pe·cial·ly in lit·e·ra·ture or artالنطق
Resimler
المفضلات