Onların verdiği akşam yemeği kötü pişirilmişti.
- The dinner they served was badly cooked.
Bir havuç, bir pancar ve bir brokoliye ihtiyacımız var. Onlar çiğ olmalı, pişirilmiş değil.
- We need a carrot, a beet, and broccoli. They need to be raw, not cooked.
Annem patatesi çok iyi pişirdi.
- My mother cooked the potatoes very well.
İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.
- The two boys cooked their meal between them.