of firearms or explosives, capable of causing harm

listen to the pronunciation of of firearms or explosives, capable of causing harm
الإنجليزية - التركية

تعريف of firearms or explosives, capable of causing harm في الإنجليزية التركية القاموس.

live
yaşamak

Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu? - Does Tom earn enough money to live in the city?

Yaşamak için yemelisin.Yemek için yaşamamalısın. - You must eat to live. You must not live to eat.

live
live and learn yaşadıkça ögrenmek
live
{s} güncel
live
{f} on ile geçinmek
live
(Televizyon) canlı yayın

Bizi izlemeye devam edin. Canlı yayınımız kısa süre içinde geri dönecek. - Stay tuned. Our live stream will return shortly.

Sarhoş bir TV sunucusu, canlı yayın esnasında istifra etti. - A drunk TV presenter vomited during a live broadcast.

live
akımlı
live
cereyanlı (tel/ray vb)
live
radyo

Dan radyoda canlı çaldı. - Dan played live on the radio.

live
gereksinimlerini karşılamak
live
çıngıyla yüklü
live
cereyanlı
live
canlı (yayın)
live
diri
live
(yayın) naklen
live
canlı

Kazadan kısa bir süre sonra orada canlı bir hayvan buldular. - Soon after the accident they found a live animal there.

Kedi canlı bir fare ile oynuyordu. - The cat was playing with a live mouse.

live
ömür sürmek
live
hayatta olmak
live
eğleşmek
live
{s} patlamamış (bomba)
الإنجليزية - الإنجليزية
live

The air force practices dropping live bombs on the uninhabited island.

of firearms or explosives, capable of causing harm
المفضلات