الإنجليزية - التركية
تعريف of enormous size; gigantic; huge; as, a colossal statue في الإنجليزية التركية القاموس.
- colossal
- ızbandut gibi
- colossal
- büyük
- colossal
- iriyarı
- colossal
- dağ gibi
- colossal
- kapı gibi
- colossal
- irikıyım
- colossal
- devasa
Devasa bir deprem şehrin içinden yardırıp gitti.
-A colossal earthquake ripped through the city.
Ne devasa bir zaman kaybı!
-What a colossal waste of time!
- colossal
- muazzam
O muazzam bir zaman kaybıydı.
-That was a colossal waste of time.
- colossal
- {s} muazzam, kocaman, çok büyük, devasa
- colossal
- {s} müthiş
- colossal
- {s} dev
Ne devasa bir zaman kaybı!
-What a colossal waste of time!
Devasa bir deprem şehrin içinden yardırıp gitti.
-A colossal earthquake ripped through the city.
- colossal
- {s} kocaman
- colossal
- {s} şaşırtıcı
Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.
-Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف of enormous size; gigantic; huge; as, a colossal statue في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- colossal
of enormous size; gigantic; huge; as, a colossal statue
الواصلة
of e·nor·mous size; gigantic; huge; as, a co·los·sal stat·ueالنطق
Resimler
المفضلات