of an eye, unable to see

listen to the pronunciation of of an eye, unable to see
الإنجليزية - التركية

تعريف of an eye, unable to see في الإنجليزية التركية القاموس.

blind
{f} göz kamaştırmak
blind
anlamamakta direnen
blind
{s} okunaksız
blind
kör etmek körleştirmek
blind
{s} anlayışsız
blind
(yol) çıkmaz
blind
körleştirmek
blind
sokur
blind
güneş kırıcı
blind
şuursuz
blind
{i} İng. stor
blind
{s} çıkmaz (sokak)
blind
{s} açmayan (çiçek)
blind
{i} avcıların avlarından
blind
(Tekstil) matlaşmak
blind
{i} alem
blind
sağır

Tom sağırlarla mı, yoksa körlerle mi çalışıyor hatırlamıyorum. - I can't remember if Tom works with the deaf or the blind.

Helen Keller kördü sağırdı ve dilsizdi. - Helen Keller was blind, deaf and mute.

blind
güneşlik

O, güneşlikleri kapattı. - She pulled the blinds down.

O, güneşlikleri kapattı. - She pulled down the blinds.

blind
düşüncesiz
blind
dikkatsiz
الإنجليزية - الإنجليزية
blind
of an eye, unable to see
المفضلات