الإنجليزية - التركية
تعريف of a wind: blowing from the south; southerly في الإنجليزية التركية القاموس.
- southern
- güneyden gelen veya güneyesouthern lights güney yarımkürede geceleri gökyüzünde görülen renkli ışıklar
- southern
- güneye ait
- southern
- güney
Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.
-Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere.
Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
-In the summer it's very hot in southern Spain.
- southern
- cenubi
- southern
- güneysel
- southern
- {s} güneyli
Güneylilerin yumuşak karakteriyle konuştu.
-He spoke with a softness characteristic of southerners.
Güneyli saldırısını durduramadılar.
-They could not stop the southern attack.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف of a wind: blowing from the south; southerly في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- southern
of a wind: blowing from the south; southerly
الواصلة
of a wind: blow·ing from the south; south·er·lyالنطق
Resimler
المفضلات