of a projectile, to travel in a curved line

listen to the pronunciation of of a projectile, to travel in a curved line
الإنجليزية - التركية

تعريف of a projectile, to travel in a curved line في الإنجليزية التركية القاموس.

swerve
sapma
swerve
{f} yoldan çık

Sürücü kediye çarpmamak için yoldan çıktığında, kıl payı kurtuldu dedi. - When the bus swerved to miss a cat, the driver said, That was a close call.

Köpeğe çarpmayı engellemek için yoldan çıkmak zorunda kaldım. - I had to swerve to avoid hitting the dog.

swerve
(amaçtan) sapmak
swerve
dönmek
swerve
aniden yana sapmak
swerve
ani dönüş
swerve
(Spor) Falso
swerve
{f} döndürmek
swerve
{f} caymak
swerve
birdenbire başka bir tarafa yönelmek; (taşıtı) birdenbire başka bir yöne sürmek: At that point the road swerves to the west. O noktada
swerve
döndür/dön
swerve
(fiil) yoldan çıkmak, sapmak, dönmek, vazgeçmek, ödün vermek, çelmek (top), döndürmek, saptırmak, caymak
swerve
doğru yoldan saptırmak
swerve
dönüş
swerve
inhiraf
swerve
{f} yoldan çıkmak

Köpeğe çarpmayı engellemek için yoldan çıkmak zorunda kaldım. - I had to swerve to avoid hitting the dog.

swerve
{f} ödün vermek
swerve
{f} vazgeçmek
الإنجليزية - الإنجليزية
swerve
of a projectile, to travel in a curved line
المفضلات