O, bazen aşırıya kaçmak istiyordu.
- He sometimes wished to go to extremes.
İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir.
- Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.
Ton son derece çok bilmiş.
- Tom is extremely sophisticated.
Çok tembel görünüyorsun.
- You seem to be extremely lazy.
Tom aşırı derecede ikna edicidir.
- Tom is extremely persuasive.
Mary aşırı derecede çekici.
- Mary is extremely attractive.
O bir uçtan diğerine düştü.
- He fell from one extreme to the other.
Fadıl açgözlülüğünü örtmek için uçlara gitti.
- Fadil went to extremes to cover up his greed.
Tom son derece şiddetli.
- Tom is extremely violent.
Onlar olağanüstü durumlar.
- They are the extreme cases.