Orada vahşi lavantanın dışında hiçbir şey yetişmiyordu.
- Nothing grew there besides wild lavender.
Bu yeni koltuk lavanta-mavisi.
- This new chair is lavender-blue.
Leylak kokusu bahçeyi kaplıyordu.
- The scent of lilacs is pervading the garden.
Biz leylakları görmek için birkaç hafta beklemeliyiz.
- We must wait for a few weeks to see the lilacs.
Leylak rengi ismini leylak çiçeğinden aldı.
- The color of lilac is named after the lilac flower.