O Portekizce konuşur.
- She speaks Portuguese.
Portekizce, İngilizce ve Rusça biliyorum.
- I know Portuguese, English, and Russian.
Biz okulda Portekizli Pedro Alvares Cabral'ın Brezilya'yı keşfettiğini öğrendik.
- We learned at school that the Portuguese Pedro Álvares Cabral discovered Brazil.
Benim tarih öğretmenim eski bir Portekizli.
- My history teacher is an old Portuguese.
Carlos Queiroz, Portekiz Futbol Federasyonu tarafından kovuldu.
- Carlos Queiroz was fired by the Portuguese Football Federation.
O Portekizce konuşur.
- He speaks Portuguese.