Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
- The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
- I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
- He is the bravest soldier that ever lived.
Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu?
- How does it feel to be the best band ever?
Herhangi bir zamanda şehre gelirseniz, beni görmeye gelin.
- If you ever come to town, come to see me.
Tom'un niçin Mary ile herhangi bir zamanda evlenmek istediğini merak ediyorum.
- I wonder why Tom ever wanted to marry Mary.
Eğer bir gün bir işe ihtiyacın olursa, beni gör.
- If you ever need a job, come see me.
Eğer her kullanıcı Tatoeba'ya günde yirmi ilave yaparsa, Noel'e kadar bir milyon cümleye ulaşmak mümkün olabilir.
- If every user added twenty a day to Tatoeba, it might be possible to reach one million sentences by Christmas.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Hiç Kanada'ya gittin mi?
- Have you ever been to Canada?
Çok param vardı ama hepsini harcadım.
- I had a lot of money, but spent everything.
Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.
- I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
This family empathy measure is highly related to ever use of birth control but not to any measure of continuous use.