Tom ve Mary'nin birbirlerinden hoşlandığı ortada.
- It's obvious Tom and Mary like each other.
Durumun daha kötüye gitmediği ortada.
- It is obvious that his condition has not worsened.
Onun beni sevdiği besbelli.
- It's very obvious that he likes me.
Tom besbelli üzgündü.
- Tom was obviously upset.
Onun hatalı olduğu açıktır.
- It's obvious he's wrong.
Bu içecek açıkça çayla aynı tada sahip.
- This drink's flavor is obviously that of tea.
Belli ki yalan söylüyor.
- Obviously, he is lying.
Tom'un acı içinde olduğu belliydi.
- Tom was obviously in pain.
Onun beni sevdiği apaçık.
- It's very obvious that he likes me.
Sanırım bu apaçık, değil mi?
- I think it's obvious, don't you?