O, zorunluluklarından dolayı artık gelemeyecek.
- He won't be able to come anymore due to his obligations.
Bir insanın yaşama hakkı varsa, aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa; o zaman yaşamak bir hak değil, zorunluluktur.
- If one has the right to live, then one should also have the right to die. If not, then living is not a right, but an obligation.
Bu bilgiyi paylaşmak için herhangi bir zorunluluk altında değilsin.
- You are under no obligation whatsoever to share this information.
O, yükümlülüklerini yerine getirmedi.
- He didn't fulfill his obligations.
Tom yükümlülüklerini yerine getirmedi.
- Tom didn't fulfill his obligations.
O, yükümlülüklerini yerine getirmedi.
- He didn't fulfill his obligations.
Artık yükümlülüklerimi yerine getiremiyorum.
- I can no longer fulfill my obligations.
... failed to live up to their international obligations, particularly with regards to their illicit ...
... the Iranian government to live up to its own international obligations, and if they do ...