Until then, Tom had never seen Mary in jeans.
- O zamana kadar, Tom Mary'nin kot pantolon giydiğini hiç görmedi
It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.
By then, however, it was too late.
- Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
I found all the shops closed by that time.
- O zamana kadar bütün dükkanları kapalı buldum.
Not till then did I realize the danger of the situation.
- O zamana kadar durumun tehlikesini fark etmedim.
We'll just have to wait till then.
- Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız.